26 Kasım 2011 Cumartesi

Gökkuşağı Nasıl Oluşur?

Hepimizin hayranlıkla seyrettiği gökkuşağı nasıl oluşur hepimiz merak etmişizdir değil mi? Haydi gelin birlikte çocuklarımıza bunu öğretelim.
Gökkuşağı oluşumu, meteorolojik bir olaydır. Güneş ışınlarının yağmur damlalarına veya sis bulutlarına yansıyıp ve kırılmasıyla ışık tayfı renkleri meydana gelir ve bir yay şeklinde görünür. Bunun sonucunda da gökkuşağı meydana gelir. Gökkuşağında görülen yedi renk; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, turkuaz, mavi ve mordur. Tipik bir gök kuşağı kırmızı, turuncu, yeşil, mavi ve mor renklerinden meydana gelen bir renk sırasına sahiptir. Peki, siz hiç gökkuşağının türleri olabileceğini düşünmüş müydünüz? Evet, gökkuşağının türleri vardır.

Birinci Gökkuşağı

En çok rastlanan gökkuşağı türü, ilkel yani birinci gökkuşağıdır. Bu gök kuşağında kırmızı renk dış tarafa, mor renk iç tarafa isabet eder. Renklerin dıştan içe doğru dizilişi ise sırasıyla; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, turkuaz, mavi ve mordur.

İkinci Gökkuşağı

Bazen de ışığı daha zayıf olan, tali yani ikinci gökkuşağına da rastlanır. Bu gökkuşağında da kırmızı en içte, mor renk ise en dıştadır. Yani renklerin dıştan içe doğru dizilişi sırasıyla; mor, mavi, turkuaz, yeşil, sarı, turuncu, kırmızıdır.

Küçük Kuşaklar

Birinci ve ikinci gökkuşağının haricinde sadece dar kırmızı veya kırmızı-yeşil renk bantlarından oluşan küçük kuşaklar da görülür ve bunlar birinci gökkuşaklarının iç tarafında ve ikincilerin dış tarafında bulunurlar.
Gökkuşakları; ışık ışınlarının yağmur damlaları ve sis tanecikleri tarafından kırılması, yansıtılması ve dağıtılması ile meydana gelir demiştik. Büyük damlaların meydana getirdiği kuşaklar en parlak ve renk ayrılması en belirgin olanlarıdır. Küçük yağmur damlalarının meydana getirdiği kuşaklar ise daha zayıf ve daha geniş olurlar.
Gökkuşakları genellikle yarım çember olarak gözükmelerine karşın, bir dağ tepesinden veya uçaktan bakıldığında, gökkuşağı konisi olarak adlandırılan çember şeklinde görülebilir.

SÜRTÜNME KUVVETİ

Sürtünme, birbirine görevli olarak hareket eden iki nesnenin arasında oluşan ve harekete karşı koyan kuvvete verilen isimdir. Daha genel bir kavram olarak, sürtüşme bilimi olarak tanımlanan tribolojinin bir alanıdır. Bizim yaşadığımız basamakta her cisim arasında mekanik kontak bulunan veya uzaktan interaksiyon halinde olan bir fiziki olgudur. b Fs=uN
u=sürtünme katsayısı
N=tepki kuvveti
Sürtünme, kuvvet ile aynı doğrultuda ve zıt yönlerdedir. Eğer cisim duruyorsa, sürtünme ve kuvvet eşit veya kuvvet sürtünmeden daha azdır. Eğer bir cismin üzerine tepki kuvveti ve yer çekimi kuvveti dışında kuvvet uygulanmıyorsa sürtünme yoktur.

Sürtünme katsayısı:
Sürtünme katsayısı boyutsuz ve skaler bir değerdir. İki cisim arasındaki sürtünme kuvvetinin iki cisin birbirine bastıran kuvvete oranı olarak da belirtilebilir. Sürtünme katsayısı kullanılan materyale göre değişir. (Buz ve çelik arasındaki düşük sürtünme ya da lastik ile asfalt arasındaki yüksek sürtünme gibi) Sürtünme katsayısı genellikle 1 ile 0 arasında olur, fakat baı durumlarda katsayı 1.7 ye kadar çıkabilir. Teflon'un sürtünme katsayısı gibi 0.04 gibi çok düşük olabilir. Eğer sürtünme katsayısı 0 ise obje yüzeye temas etmiyor demektir, yani tepki kuvveti yoktur.Yüzey yapışkan ise sürtünme katsayısı genellikle doğru ölçülemez.

Sürtünme çeşitleri:
  • Statik sürtünme (cisim hareket etmiyorsa geçerlidir)
  • Dinamik sürtünme (cisim hareket ediyorsa geçerlidir)
  • Yuvarlanan cisimlerde sürtünme

Sürtünme Kuvvetinin Özellikleri:
1.Sürtünme kuvveti sürtünen yüzeylerin cinsine bağlıdır. Cisme etkiyen sürtünme kuvveti yüzeylerin cinsine göre değişir.
2.Sürtünme kuvveti (yatay düzlemde) cismin ağırlığıyla doğru orantılı değişir.
3.Sürtünme kuvveti sürtünen yüzeylerin büyüklüğüne bağlı değildir.
4.Sürtünme kuvveti daima harekete zıt yöndedir.
5.Sürtünme kuvvetinin hareket ettirici özelliği yoktur.

Sürtünme Kuvvetinin Olumlu ve Olumsuz Yönleri
1. Yürümeyi kolaylaştırır. Hareketi zorlaştırır.
2. Sürtünme kuvveti nedeniyle yerine koyduğumuz koltuk ve masa gibi eşyalar yerinde kalır.
3. Metaller arasında oluşan sürtünme sonucu sert metal yumuşak metali aşındırır. Enerji kaybına neden olur. Arabaların motor gücünün yaklaşık %20 si sürtünme kuvvetini yenmeye harcar.
4. Sporcular ayaklarına giydikleri çıkıntılı ayakkabılar ile daha rahat yere basarlar.
5. Sürtünme kuvveti cisimleri aşındırır .
6. Araba,uçak,gemi ve trenin hızını yavaşlatır.
7. Sürtünme kuvveti olmasaydı dağ yamaçlarındaki kaya ve topraklar kolaylıkla kayardı.
8. Kalemle yazamaz veya yazdıklarımızı silemezdik.
9. Arabalar frene basılınca duramazdı.

Sürtünme Kuvvetinin Bağlı Olduğu Etkenler
a) Yüzeyin pürüzlü olması
Cismin hareket edeceği yüzeyin pürüzlü olması cismin hareketinde önemlidir. Pürüzlü yüzeylerde cisimlerin hareket etmesi için daha büyük kuvvete ihtiyaç vardır. Bütün yüzeylerde mutlaka pürüz vardır. Cisimler birbiri üzerinde hareket ederken, yüzeylerindeki girinti ve çıkıntılar birbirinin içerisine girerek cismin hareket etmesini güçleştirirler. Cilalı yüzeylerde bu girinti-çıkıntılar daha az olduğundan sürtünme kuvveti de o oranda azdır. Bu nedenle pürüzlü yüzeylerin yağlanması ile bu girintiler azaltılarak daha az sürtünme kuvveti uygulaması sağlanabilir.
b) Cismin ağırlığı
Bir cismin ağırlığı arttığında cismin ve yüzeyin girinti-çıkıntıları daha fazla birbiri içine gireceğinden sürtünme de artar. Yani cismin hareketini engelleyen kuvvetin büyüklüğü de artar. Cismin hareket etmesini engelleyen bu kuvveti yenmek için, bu kuvvetten daha büyük bir kuvveti cisme uygulamak gerekir.

Sürtünme Kuvvetinin Etkileri
Sürtünme kuvveti, cisimlerin yüzeyde tutunmasına yardım eden bir etkendir. Eğer sürtünme kuvveti var olmasaydı birçok yaşamsal faaliyet mümkün olmazdı. Yolda yürüyemez, bir yerde oturamaz, yemek yiyemez, yazı yazamaz, araç kullanamazdık. Örneklerde de görüldüğü gibi her türlü hayati olayın gerçekleşmesinde sürtünme kuvvetinin etkisi vardır. Araba örneğini biraz açacak olursak, yolda hareketine başlayan bir aracın durması sürtünme kuvvetinin etkisi ile oluşmaktadır. Bu kuvvet olmasaydı frenler tutmayacağı için araba sürekli hareket ederdi.
Buzun sürtünme kuvvetinin toprak veya asfalta göre daha düşük bir sürtünme kuvveti olduğu bilinmektedir. Kışın buzlu yollarda araçlar daha fazla kaymakta ve frenlerin etkisi daha az olmaktadır. Bu nedenle kışın meydana gelen kazalar, diğer zamanlara göre daha fazla olmaktadır. Bu nedenle kışın buzun erimesi için tuz kullanılması (suyun donma sıcaklığını düşürür) veya toprak atılması bu sürtünme kuvvetini artırmak içindir.
Sürtünme kuvvetinin hayatımızı kolaylaştıran çok büyük etkilerinin yanında günlük yaşantıda işleri zorlaştırdığı da bilinmektedir. Çünkü sürtünme kuvvetini yenerek, cisimleri harekete geçirmek için daha büyük kuvvet kullanılması gerekir. Ve büyük yükleri, sürtünme kuvveti nedeni ile kas gücümüzle hareket ettiremeyiz. Bundan dolayı çeşitli makineler kullanarak bu yükleri hareket ettiririz. Makineler çalışırken, içerisindeki parçalar birbirine sürtünürler. Sürtünen bu parçalar zamanla aşınarak kullanılmaz hale gelirler. Makinelerin yıpranmasını engellemek için sürtünme kuvvetini düşürücü önlemler almak gerekir. Yani sürtünme kuvvetinin çok büyük yararları olmakla beraber bazı zorlukları da vardır.

Sürtünme Kuvvetini Artırmak ve Azaltmanın Yolları
Sürtünme kuvvetinin, bir olayın gerçekleşmesi için yetersiz kaldığı durumlarda alınması gereken tedbirler vardır. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak;
a) Kışın araba lastiklerine zincir takılması,
b) Sporcuların ayakkabılarının altına dişler yapılması,
c) İş makinelerinin tekerlerinde dişlerin daha büyük yapılması,
d) Büyük kütlelerin altına tekerlek tipinde cisimlerin konulması,
e) Makinelerin yağlanması,
f) Dik yokuşlarda ulaşımı kolaylaştırmak için önlemler alınmasıdır

NEDEN ŞİMŞEK ÇAKAR

Kış aylarında kar yağarken şimşek, yıldırım ve gök gürültüsü nadiren olur. Yıldırım ve gök gürültüsü en çok yaz aylarında, hava ılık ve nemli iken yükselen havanın etkisiyle olur
Kış aylarında havanın alçak ve yüksek kısımları arasında ısı farkı az, alçak seviyelerde ise nem de fazla olduğundan şimşek, yıldırım ve sonucunda gök gürültüsü olayı daha az görülür.

Şimşek veya yıldırım etraflarındaki havayı saniyenin milyonda biri kadar bir sürede 30.000 dereceye kadar ısıtırlar. Isınan bu hava aniden genleşir, genişler. Normal atmosfer basıncının neredeyse 100 misli bir basınçla, ses hızından çok hızlı ses dalgaları yayar. Bu aynen ses hızını geçen uçaklarda olduğu gibi kulağımıza bir nevi patlama sesi olarak ulaşır. Buna gök gürlemesi diyoruz.

Şimşek de, yıldırım da tek bir olay değil bir seri olayın birleşimidirler. Yıldırımın ilk çakışından sonraki yukarı doğru olan dönüş çakışında, elektrik akımı daha güçlü olduğundan kulağımıza gelen ikinci ses birincisinden güçlüdür.

Yıldırım veya şimşeğin görülmesi ile gök gürlemesinin duyulması arasında geçen süre saniye olarak ölçülür ve üçe bölünürse uzaklık kilometre olarak bulunabilir. Çünkü gök gürültüsünün sesi bize ses hızı ile ulaşırken, şimşek ve yıldırımın görüntüsü gözümüze ışık hızıyla ulaşır.

Gök gürlemesi normal şartlarda 24 kilometreden daha fazla mesafelerden işitilmez.

Kinetik enerji

Kinetik enerji, hareket eden cisimlerin sahip olduğu enerji şeklidir. Bir cismin kinetik enerjisi ne kadar büyükse cisim o kadar büyük yapar. Hız, rölatif (bağıl, göreceli, izafi) bir büyüklüktür. Mesela, yukarı fırlatılan bir taş belirli bir kinetik enerjiye sahiptir. Yukarı hareketi sırasında hızı azaldığından kinetik enerjisi azalır, ancak yükseklik kazandığından potansiyel enerjisi artar. Sürtünme ile olan kayıplar gözönüne alınmazsa, toplam enerji sabit kalır. Bu durum, enerjinin korunumuna bir örnektir.
Kütlesi m, hızı v olan bir cismin sahip olduğu kinetik enerji:
E_{kin}={1 \over 2} m v^2
şeklinde ifade edilir.
m kütleli bir cisim hem dönüyor, hem de öteleme hareketi yapıyorsa (doğrusal olarak hareket ediyorsa) bu cismin sahip olduğu kinetik enerji:
E_{kin}={1 \over 2} m v^2 + {1 \over 2} I \omega^2
şeklinde ifade edilir. Burada, I, cismin atalet (eylemsizlik) momenti, ω ise açısal hızdır.
Atatürk Atatürküm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünü böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden, eski makbul çareler

Nerede İstiklal harbinin o mutlu günleri
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam, öyle ağarsın bi daha tan yeri
Atatürküm ben ölecek adam değildim der

Git hemşerim, git kardeşim toprağına yüz sür
O'dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile melül mahzun görünür
Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister

Cahit Sıtkı TARANCI

kediler

Kedi

Vikipedi:TaksokutuVikipedi:Taksokutu
Kedi
Korunma durumu: Evcilleştirilen
Diğer kedi resimleri
Bilimsel sınıflandırma
Alem:Animalia (Hayvanlar)
Şube:Chordata (Kordalılar)
Sınıf:Mammalia (Memeliler)
Takım:Carnivora (Etçiller)
Familya:Felidae (Kedigiller)
Cins:Felis
Tür:F. catus
Binominal adı
Felis catus
Linnaeus, 1758[1]
10 aylık dişi evcil kedi.
Kedi (Felis catus), kedigiller (Felidae) familyasından avcı, memeli, evcil, etçil bir hayvandır. İnsanlar, kedilerin arkadaşlığına ve onların haşarat, yılan ve akrep avlayabilme kabiliyetine önem vermektedir. Kediler en az 9.500 yıldır insanlarla birlikte yaşamaktadır.
2,5 ile 12 kilo arasında ağırlığa ve dişilerde 50 cm. Erkeklerde 70 cm ye varan ebatlardadır. Çok çeşitli renklere sahip olabilmekle beraber genetik olarak çok farklı ve orijinal renklere de sahip olanları mevcuttur. Kedigiller familyasının genel karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. Ortalama kedi ömrü 14 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.
Kediler hoş görünüşlü, yuvarlak başlı, sivri kulaklı, uzun bıyıklı hayvanlardır. Bıyıklarının dipleri sinirlere bağlıdır. Dokunma duyusu görevi yaparlar. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler. Tırnaklarını ağaçlara sürterek bilerler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. Genellikle gece avlanırlar.

Kedinin tarihçesi [değiştir]

Louvre Müzesinde bir kedi heykeli
Kökeni Mısır uygarlığına ve Kuzey Afrika coğrafyasına dayanır. Yaygın rivayete göre evcilleşme süreci tarım toplumunun gelişimi ile birlikte hızlanmıştır. Bugün genetik anlamda geçmişi eski çağlara dayanan evcil kedi cinsi 2 taneyle sınırlı. Bunlar Mısır Mau'su ve Habeş cinsi kedilerdir.
Muhabbet kuşu, bir tür küçük papağan türü olup Avustralya kıtasına özgü Melopsittacus cinsinin içinde yer alan tek türdür. Küçük, uzun kuyruklu bu kuşlar yabani ortamda genel olarak yeşil veya sarı tüy rengine ve kanatlarında siyah taralı çizgilere sahiptir. Bu alımlı dış görünüşlerinden ötürü, muhabbet kuşları, dünya genelinde yoğun olarak evcil olarak beslenmektedir. Evlerde beslenen muhabbet kuşları mavi, beyaz, tamamen sarı veya tamamen beyaz renge sahip olabildikleri gibi, çok farklı kombinasyonlarda olabilirler. Öyle ki bazı muhabbet kuşlarının ibikleri bile bulunabilmektedir. Doğal ortamlarında ağırlıklı olarak tohumla beslenen bu tür, Avustralya'nın kurak bölgelerindeki zorlu koşullarda beş milyon yıldan beri varlıklarını sürdürmektedir.[2]
Muhabbet kuşları, kırmızı papağanlar ve incir papağanlarıyla yakın akrabadırlar    
Evcilleştirme
Evcil muhabbet kuşları.
Muhabbet kuşu, cennet papağanı (Agapornis roseicollis) ile beraber dünya çapında yoğun olarak evcilleştirilen iki papağan türünden biridir. Geniş kitlelerce bu kuş türü en bilindik evcil papağan ve kafes kuşu olarak bilinmektedir. Bilinen ilk muhabbet kuşu evcilleştirme girişimleri 1850'lere kadar uzanmaktadır. Yetiştiriciler uzun yıllar boyunca bu kuş türünün farklı renk, şekil ve tüy mutasyonlarına sahip bireylerini elde etmek için uğraştı. Elde edilen yeni bireyler arasında albino, mavi renkli, tarçın renkli, düz kanatlı, ibikli, siyah, gri kanatlı, opal, alaca, pullu ve mor renkli bireyler bulunmaktadır.
'İngiliz muhabbet kuşu' (solda) ve 'yabani' muhabbet kuşları.
Standart-tip (ya da İngiliz) muhabbet kuşlarının boyutları, yabani bireylerin yaklaşık iki katı kadardır. Şişkin tüyleri nedeniyle gaga ve gözleri neredeyse görünmez olabilir. Bu İngiliz muhabbet kuşlarının fiyatları daha pahalı, ancak 7–9 yıllık olan ortalama yaşam süreleri diğer türlere göre daha kısadır. Birçok İngiliz muhabbet kuşu sahibi, kuşlarını gösterilerde görücüye çıkartır. Ancak satıştaki muhabbet kuşları genel olarak yabanileriyle yaklaşık aynı boyuttadır.
Muhabbet kuşları zeki ve sosyal hayvanlar olup, oyuncaklara, insanlara ve diğer kuşlara ilgi ve yakınlık duyabilirler. Bunun yanında özellikle dişi bireyler odun gibi materyalleri çiğneme eğilimi gösterir. Korktukları zaman kendilerini yerden olabildiğince yükseğe çıkarıp tüylerini derilerine yapıştırarak vücutlarını ince gösterirler.
Evcil muhabbet kuşları konuşmayı öğrenebilir, yeni tür ıslıklar çalabilir ve insanlarla oyun oynayabilir. Dişi ve erkek bireyler mimik sesler öğrenme ve bunları taklit etme eğilimi içindedir. Ancak bu yetenek erkek bireylerde daha gelişmiş durumdadır. Dişi bireyler genelde konuşmayı öğrendiklerinde bir düzineden daha fazla kelime öğrenemez. Erkeklerin öğrendiği kelime sayısı ise yüzlere ulaşabilir.
Kuşhanedeki bir muhabbet kuşu topluluğu.
Evcil muhabbet kuşlarının yaşam süreleri beş ilâ sekiz yıl arasında değişir. Ancak 15-20 yıla ulaşan kuşlar bilinmektedir.[15] Yaşam süreleri, egzersiz, beslenme ve yaşam koşullarının iyiliğiyle paralellik gösterir.
Özellikle dişilerin içgüdüsel olarak sahip olduğu çiğneme isteği, çeşitli yardımcı aletlerle beraber doyrulmalıdır. Bu sayede kuşların gagalarının törpülenme gereksinimi de sağlanmış olur.
Bunun yanında her bir muhabbet kuşunun ayrı bir kişiliği olduğu bilinmektedir. Bu nedenle elde tutulma isteği ve beğendiği oyuncaklar gibi tercihleri, bireyden bireye değişmektedir. Kimi hassas insanlarda, muhabbet kuşlarının bir çeşit hipersensitivite pnömonisi olan "kuş besleyicisi hastalığı"na yol açtığı bilinmektedir.[16] Bu durum genelde bir odada birden fazla muhabbet kuşu besleyen insanlarda görülmektedir.

Kafes gereksinimleri [değiştir]

Muhabbet kuşları küçük, fakat aktif, enerjik ve canlı kuşlardır. Bir ya da iki muhabbet kuşu için en küçük kafesin en ve boyu 46 cm kadar olmalıdır. Ancak daha büyük kafesler bu küçük evcil kuşlar için daha da avantajlıdır. Bunun yanında kafes seçiminde boy değil, ene bakılarak karar verilmelidir. Muhabbet kuşları helikopterden ziyade uçaklar gibi yatay olarak uçtuklarından dolayı, yatay olarak geniş kafesler her zaman tercih edilmelidir. Ayrıca kafes telleri arası boşluk 1,25 cm değerinin üzerine çıkmamalıdır. Bunun yanında birden fazla dişiyi aynı kafese koyarken önlem alınması gerekir. Çünkü anlaşamayan dişi kuşlar birbirlerine önemli zararlar verebilirler.

Beslenme [değiştir]

Muhabbet kuşları için satılan yemler.
Meyve yiyen evcil muhabbet kuşları.
Avustralya'daki doğal ortamlarında ot tohumlarıyla beslenen muhabbet kuşları, kuru, filizlenmiş veya ıslak tohumlarla beslenebilirler. Bu kuşlar için kuru tohum ağırlıklı beslenmek sağlıklı değildir. Veterinerler, evcil kuşlar için şu yiyecekleri önermektedir:
  • Baklagiller: Badem, bakla, mercimek, bezelye, fındık ve tofu.
  • Özel karışımlar
  • Diğer yağsız, sağlıklı ve besleyici insan yemekleri.
Bu besinleri sağlamak, kuşların obezite ve lipomadan korunmasına yardımcı olur. Yetişkin muhabbet kuşları, çoğu zamanlarda yeni diyetsel eklentilere hızla uyum sağlayamazlar. Bu nedenle sağlıklı besin verilmesine genç kuşlardan başlanmalıdır. Papağanlar ve muhabbet kuşları taklit yoluyla öğrenirler. Bu nedenle yeni yiyecekleri deneyen bir başka kuş gören diğer kuşlar, bu yeni yiyecekleri denerler. Bu yol dışında, oyuncak aynanın önüne yeni besin konularak alışma sağlanabilir.
Muhabbet kuşları da dahil olmak üzere tüm papağanlar otçuldur. Ancak çok haşlanmış veya yağda kızartılmış yumurta gibi hayvansal bazı besinler de, ara sıra kullanılmak koşuluyla ve kuşların hızlı büyümesi, üremesi, hızlı tüy dökmesi veya iyileşmesi için gereken hayvansal proteini sağlamak amacıyla kullanılabilir. Ancak gereğinden fazla hayvansal proteinle beslenmek, muhabbet kuşlarının sağlığını olumsuz etkiler.
Alkol, avokado, çikolata, kafein, laktoz içerikli besinler, sarımsak ve soğan, muhabbet kuşları için oldukça toksik olup, kesinlikle bu kuşlara verilmemelidir.[17]

Yumurtlama [değiştir]

Erkek bir muhabbet kuşunun ayrıntılı kafa yapısı.
Doğal ortamlarında, muhabbet kuşlarının Kuzey Avustralya'daki üreme mevsimleri Haziran ile Eylül arası, Güney Avustralya'daki üreme mevsimleri Ağustos ile Ocak arasıdır. Yine de bu kuşlar bol besin bulunduğu sürece, her zaman çiftleşebilirler.[8] Eşlerinin tüylerini gagalarıyla düzelten ve onları bizzat besleyen muhabbet kuşları, genelde kendi yedikleri tohumları eşlerinin ağzına kusarlar. Avustralya çapında bazı bölgelerde tarım suyuna erişilebiliriğin artmasıyla beraber bu kuşların nüfusu hızlı bir artış göstermiştir. Yuvalarını ağaç kovuklarına, çitlere, yerdeki kütüklere yapan muhabbet kuşları, 18 ilâ 21 gün süren kuluçka sürelerinin sonunda 4-6 yavru dünyaya getirir. Yumurtadan çıktıktan 30 gün sonra bu yavrular yuvayı terk etmeye başlar.[8][13]
Doğal ortamda, tüm papağan türlerinin delikli ağaç veya kütüklere gereksinimleri vardır. Bu özellik dolayısıyla, yapay ortamda üretilen yuvalar sayesinde bu kuşların barınma ihtiyacı rahatlıkla sağlanabilir. Yumurtalar 1 ilâ 2 cm uzunlığında düz beyaz renge sahiptir. Dişiler erkek olmaksızın yumurtlayabilir, ancak bu yumurtalar döllenmediğinden dolayı çatlamazlar. Dişi muhabbet kuşlarının burun renkleri yumurtlama dönemlerinde kahverengiye yaklaşır.[18] İlk yumurtlamanın ardından, bir sonraki yumurtlamaya kadar iki gün geçmesi gerekir.[18] Dişiler kuluçka dönemlerinde sadece çok kısa sürelere mahsus yuvalarını terk ederler. Bu süreçte genellikle eşleri olan erkek kuşlar tarafından yuva ağzında beslenirler.[18] Yumurtadan çıkan ilk ve son yavru arasındaki yumurtadan çıkma süresi 9 ilâ 16 günü bulabilir. Emniyetsizlik durumunda dişiler nadiren yumurtalarını yiyebilir.

Yavrulama sorunları [değiştir]

Burun renginde değişiklik görülen dişi muhabbet kuşu.
Bazı durumlarda yavrulma sürecinde pürüzler belirebilir. Bunun temel nedenleri arasında hastalıklar ve yetişkinlerin yavrulara saldırması gibi durumlar yer almaktadır. Çoğunlukla dişiler olmak üzere diğer kuşlar yuvaların içinde birbirleriyle veya yavrularla kavga edebilir. Bazı durumlarda çoğunlukla erkekler olmak üzere bazı bireyler karşı cinse ilgi duymayabilir ve üreme gerçekleşmeyebilir. Bunun yanında bazı bireylerin gagalarının üst üste binmesi sonucunda üreme gerçekleşmeyebilir.
Muhabbet kuşlarında gözlemlenen birçok sağlık sorunu ve fiziksel anormallikler genetiktir. Yavrulama yaptırılacak kuşların aktif ve sağlıklı oldukları belirlenmelidir. Parazitler ve patojenlere karşı kafes ve yuvalar sıklıkla temizlenmelidir. Aksi takdirde bulaşıcı hastalıklar baş gösterebilir.
Yavru kuşlarda görülen ters ayaklılık yüzünden bazı kuşlar düzgün duramaz ve hayatı boyunca sorunlar yaşar. Bu durum yuva zeminine çeşitli yataklıklar veya odunlar koyularak çözülebilir, ya da dişi muhabbet kuşunun çiğneyip yataklık yapması için birkaç parça kâğıt, yuvanın içine bırakılabilir.

Gelişim [değiştir]

11 günlük yavru. (bkz)
Genç muhabbet kuşları.
Yumurtalar çatlayana kadar 18–20 günlük bir süre geçer. Doğan yavrular kör, çıplak ve tamamen yardıma muhtaçtır. Yavrular anne tarafından sıcak tutulup beslenir. Yaklaşık 10 günlük yaşına ulaşmış kuşların gözleri açılmaya başlar. Bu süreci tüy çıkışı izler.
Muhabbet kuşu yavruları 3. haftalarında tüy çıkarmaya başlar. Bu süreçte baba kuşlar yuvaya sıkça uğrayarak dişi ile yavrulara korunma ve beslenme konusunda yardımcı olur. Ancak yine de bazı dişiler, erkeğin yuvaya girmesini önleyerek tüm sorumluluğu kendileri üstlenirler.
Ayak büyüklüğüne bağlı olarak, genelde yalnız kalmış anneler, yavrularını veya yumurtalarını başka bir çifte verebilirler. Bu evlatlık verilen çiftin de üreme dönemi içinde olması gerekir. Evlatlık verilen yavruların bakımı bu yeni aile tarafından üstlenilir.
Yavrular büyümeye devam ettikçe, daha uzun süre yalnız kalabilir hale gelmye başlar. Beşinci haftadan sonra ebeveyn kuşlar rahatlıkla uzun süreli olarak yuvayı terk edebilirler. Bu süreç içerisinde yavru kuş, sürekli olarak kanatlarını gererek ilk uçuşuna hazırlanır. Bunun yanında gürültü yaparak düşmanları yuvadan uzak tutar. Yavrular beşinci haftadan sonra yuvayı terk etmeye başlarlar. İlk terk edişi izleyen bir hafta içinde de tamamen yuvayı terk ederler. Ancak her zaman aynı süreç söz konusu olmayabilir. Genel olarak en yaşlı olan yavru ilk olarak yuvayı terk eder. Ancak bazı durumlarda en küçük yavru, daha erken haftalarda diğer kardeşlerinden önce yuvadan ayrılabilir. Bu durum küçük yavruların, büyük kardeşlerini taklit etmesi sonucu gerçekleşir.

Renk mutasyonları [değiştir]

Tüm evcil muhabbet kuşları iki farklı renk tonuna sahiptir. Bunlardan ilki beyaz-bazlı renkler (mavi, gri, gri & beyaz), ikincisi ise sarı-bazlı (yeşil, sarı) renklerden oluşur. Günümüzde bilinen otuz iki farklı muhabbet kuşu renk mutasyonu mevcuttur. Bu sayede yüzlerce farklı kombinasyonda ve renkte yeni muhabbet kuşu üretimi yapılabilmektedir.

Konuşma özelliği [değiştir]

Erkek muhabbet kuşları, konuşma özellikleriyle en bilindik papağan türlerinden biridir. ABD'li Camille Jordan'ın sahibi olduğu, 1994 yılında ölen Puck adlı bir muhabbet kuşu, ezberlediği 1.728 kelime ile herhangi bir diğer kuştan daha çok kelime bilgisine sahipti. Puck'ın bu başarısı, onu 1995 Guinness Rekorlar Kitabı'na geçirdi.[19][20]
2001 yılında yine Victor adında bir muhabbet kuşunun bazı kayda değer başarıları ilgi uyandırdı. Victor'un sahibi olan Kanadalı Ryan B. Reynolds, kuşunun karşılıklı diyalog içine girebildiğini ve ileri görüşlülük özelliğine sahip olduğunu belirtti.[21][22] Kuşun kendi ölüm zamanını tahmin ettiğine inanan kesime karşılık,[23] araştırmacılar bu iddianın kuşun kendisi olmaksızın sınanamayacağını belirtti.[24]